Alternatif kitaplar basan bir yayınevinin sahibi olan Kaan (Nejat İşler) ile Kadıköy’de bar işleten, çok sıkı bir plak ve efemera koleksiyoneri olan Mete (Yiğit Özşener), 90’lı yılların ikinci yarısında, sanki bir yerde oturmuş konuşuyorlarmış ve kimsenin bundan haberi yokmuş gibi bir radyo programı yapmaya başlarlar. Yaptıkları program zaman içinde hem onların hem de dinleyenlerin hayatını değiştirecektir.
öncesi yükleniyor...
01:19:37,331
- Tamamdır usta. - Okey.
01:19:44,539
- Aklıma ne geldi biliyor musun Mete? - Ne geldi?
01:19:47,703
Sansür. Sansür... Bence herkes sansürlenmeli ya.
01:19:53,097
Yani devlet; sadece televizyonları, radyoları, gazeteleri...
01:19:57,571
...değil böyle dergileri hatta düşünceleri bile sansürlemeli.
01:20:01,364
Ya herkesin kendi düşüncesine sahip olması ne demek ya!?
01:20:04,693
Manyak mıyız biz!? Yani...
01:20:08,721
Hatta etrafta bence oto sansür ajanları dolaşmalı. Gerçekten.
01:20:14,300
Bence radyo cezaları yetmez ya, düşüncelere de ceza kesmeliler.
01:20:18,831
Kadın mı düşündü? 1.000 Dolar. O kadınla seks mi düşündü? 2.000 Dolar.
01:20:27,319
Biz o zaman zengin ettik RTÜK'ü be.
01:20:32,711
Hatta bir dinleyici var.
01:20:39,943
- Alo. - Alo. Merhaba.
01:20:42,367
Merhaba, sayın dinleyen. Sizinle yatmış mıydık?
devamı yükleniyor...