Alternatif kitaplar basan bir yayınevinin sahibi olan Kaan (Nejat İşler) ile Kadıköy’de bar işleten, çok sıkı bir plak ve efemera koleksiyoneri olan Mete (Yiğit Özşener), 90’lı yılların ikinci yarısında, sanki bir yerde oturmuş konuşuyorlarmış ve kimsenin bundan haberi yokmuş gibi bir radyo programı yapmaya başlarlar. Yaptıkları program zaman içinde hem onların hem de dinleyenlerin hayatını değiştirecektir.
öncesi yükleniyor...
00:03:43,563
...eğer böyle bir şey mümkünse.
00:03:56,030
Emeği Geçenler: dino22, pc-kolog, frifri, kocakafa, 1023, Portecho, GodLike.
00:04:56,560
- Radyodan mı? - Evet.
00:04:58,789
Nasıl gidiyor?
00:05:00,818
İyi iyi, takılıyoruz işte, Hakkı Usta.
00:05:03,151
Var mı çok dinleyen?
00:05:06,357
[DALGA GEÇER BİR SESLE] Çok.
00:05:07,652
- Yıkılıyor. - İyi iyi, maşallah.
00:05:14,006
- Akşam sana geliyorum, bizim kızları da çağırdım. - Benim 10:00'da yayın evinde olmam lazım sabah.
00:05:18,116
E, Erol Egemen'i sıkıştırmam gerek. Yoksa biliyorsun teslim etmiyor kapak tasarımlarını.
00:05:22,458
Ne basıyorsun?
00:05:23,595
William Blake, Masumiyet Şarkıları. Bir de şey...
00:05:26,279
...Camera Lucida Fotoğraf Üzerine Düşünceler, Roland Barthes.
00:05:30,784
- Çok iyi. - Hı, çok iyi.
devamı yükleniyor...